.png)
Türkiye genelinde toplam 20 milyon 32 bin konut mevcut. Ancak bu konutların yalnızca yüzde 52.6’lık kısmının şu demek oluyor ki 10 milyon 544 bin 32 tanesinin zorunlu deprem sigortası olduğu belirlendi.
Konut stokunda yaşanmış olan sorunlar nedeniyle zelzele, bugün Türkiye’nin en önemli ekonomik ve toplumsal gündemde ilk sıralara yerleşti. Özellikle 1999’da yaşanmış olan Marmara depreminin arkasından bu gündem daha yakıcı hale gelse de meydana gelen süreçteki yetersiz hazırlık ve emek harcamalar bu potasiyel probleme ait kaygıların daha da büyümesini sağlıyor.
KAPSAM GENİŞLİYOR
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından açıklanan son istatistiklere göre, bugün Türkiye genelinde toplam 20 milyon 32 bin konut mevcut. Ancak bu konutların yalnızca yüzde 52.6’lık kısmının kısaca 10 milyon 544 bin 32 tanesinin mecbur zelzele sigortası olduğu belirlendi.
DASK Koordinatörü Erdal Turgut, mevzuya ait dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Turgut, şöyleki konuştu:
“Ülkemizin büyük çoğunluğunun zelzele riski taşıdığı reel. En büyük gayemiz yüzde 100 sigortalılık oranına ulaşmak. İkinci mevzu ise depreme karşı önlem alma ve sigortalılık bilincini artıracak çalışmalar yürütmek. Bu kapsamda mesela sel başta olmak üzere diğer doğal afet türlerinin ek güvence olarak mecbur depreme entegre edilmesi ile ilgili olarak da çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Cumhuriyet’ten Serhat Aligil’in haberine nazaran; Türkiye Sigorta Eksperleri Derneği (TÜSED) tarafından da vatandaşların uygulayabileceği tedbirleri hatırlatarak şu şekilde konuştu:
“Depremin ne vakit olacağını bilmiyoruz, ama neler yapmamız icap ettiğini biliyoruz. En önemli husus, vatandaşlarımızın yaşadığı binanın depreme olan dayanımının tespiti ve bu tespit sonucuna gore binaların güçlendirilmesi veya dönüştürülmesi ve DASK tarafınca, hepsi mesken olarak inşa edilmiş binalar için sağlanan mecbur zelzele sigortasının kesinlikle yaptırılmasıdır.” TÜSED tarafınca aynı zamanda yapılarda ruhsat dışı değişiklerin onaylanmamasının gerekli olduğuna vurgu yapmış oldu.
